Önce SRI olayına kısaca bir değinelim: 1980’lerde Madagaskar’da
başlatılan ve Cornell Üniversitesince[2] dünyaya yayılan bu sistemde; daha
az su, gübre ve tohumla üreticinin var olan kaynaklarından yararlanılarak verim
artışı sağlanmaktadır. Optimum fide yaşı, sıklığı, uygun kök tacı
havalandırılması, yeterli organik gübre uygulaması gibi en uygun agronomik
seçenek kombinasyonları verimi %100’e varan ölçüde artırabilmektedir. Nitekim
söz konusu rekor ekimde, çeltik fide dikimi standart uygulamaları dışında “25cm”X”25
cm” sıklıkla (m2 ye 16 bitki, normalde m2 12 bitki)
ikişer yapraklı dönemde, iki haftalık fidelerin birer birer şaşırtılması
biçiminde gerçekleştirilmiştir. Diğer tüm koşulların optimum (yüksek taban
suyu, killi-tınlı toprak, nötr pH vs) ve girdilerin en ideal biçimde
uygulandığı bu rekor denemesinin başarısı bir sürpriz olmasa gerek. Çünkü
rekorun geldiği köyde SRI yöntemleri ile ilgili bilgilendirmelerden sonra diğer
üç genç çiftcinin rekor deneme amaçlı çeltik ekimlerinde de 1,8 ve 1,9 ton/da
civarında veriler gözlenmiştir. O eyaletin ortalama çeltik verimi ise 0,9
ton/da’dır.
Ne ilginçtir ki
“Guardian” da çıkan haberin ilk satırlarında “ne GDO’yla ve ne de
yabancı ot ilacı olmadan” şeklinde giriş yapılırken, metin içinde ne herhangi
bir ilaca, ne suni gübreye ne de tohumluğun hibrit olup olmadığına
değinilmemiştir. Yazı ile ilgili yorumlarda yazarın, bu bir yıllık rekor
olayını SRI yöntemini öne çıkarmak için konuyu manipule ettiği, çünkü rekor
olayının hiç te yalnız başına SRI ile açıklanamıyacağına değinilmektedir.
İlaveten yorumcu, okura söz konusu makaleden altı ay önce kaleme alınmış orijinal
raporun URL’si de vermektedir: http://independentsciencenews.org/wp-content/uploads/2012/11/India-Bihar-Paddy-Record-Yield-SRI.pdf
Şimdi bu rapordaki bazı ilave bilgilere bir göz
atalım:
Ø Tohum menşeli hastalıklardan korunmak için 2 g/kg karbendazim;
Ø 80 kg/ha diamonyum fosfat (DAP);
Ø 40 kg/ha potas;
Ø Azot gereksinimi için parçalı olarak üre;
Ø 400 kg/ha tavuk gübresi;
Ø 100 kg/ ha solucan gübresi;
Ø 40 kg/ha fosfor çözücü bakteri aşılanmış karışım (PSB);
Ø Mikrobesin olarak 25 kg/ha çinko ağırlıklı yaprak gübre;
Ø Hektara 1,5 litre yabancı ot ilacı 2,4-D;
Ø Rekortmen üretici Bayer firmasının hibrit çeltik çeşidi “Arise-6444” ı, diğer üç üretici Syngenta’nın “6302” numaralı hibrilerini kullanmıştır.
Ø Tohum menşeli hastalıklardan korunmak için 2 g/kg karbendazim;
Ø 80 kg/ha diamonyum fosfat (DAP);
Ø 40 kg/ha potas;
Ø Azot gereksinimi için parçalı olarak üre;
Ø 400 kg/ha tavuk gübresi;
Ø 100 kg/ ha solucan gübresi;
Ø 40 kg/ha fosfor çözücü bakteri aşılanmış karışım (PSB);
Ø Mikrobesin olarak 25 kg/ha çinko ağırlıklı yaprak gübre;
Ø Hektara 1,5 litre yabancı ot ilacı 2,4-D;
Ø Rekortmen üretici Bayer firmasının hibrit çeltik çeşidi “Arise-6444” ı, diğer üç üretici Syngenta’nın “6302” numaralı hibrilerini kullanmıştır.
Görüldüğü gibi üretimde, yabancı ot ilacından tohum
hastalıkları ilaçlarına, çinko yaprak gübresinden PSP’ye kadar Guardian’da hiç
değinilmeyen girdiler kullanılmıştır. Ayrıca ana materyalin bir hibrit oluşu
ise adeta dile getirilmek istenmemiştir. Aslında bu durum “rekor” değerinden
hiçbir şey kaybettirmeyecektir. Tersine agronomik ve biyoekonomik bulguların
kombinasyonuyla maksimum verime ulaşılabileceği yeniden gün ışığına çıkmıştır.
Ne var ki böylesine bilimsel bir olayın, bazı kesimlere menfaat sağlamak adına
çarpıtılması ve basının buna alet edilmesi etik olmasa gerek.
Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz (https://nacikgoz.wordpress.com)